AVUKATLARIN TAPU DAİRLERİNDEN BİLGİ ,  BELGE TALEPLERİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR
11 Aralık 2019

AVUKATLARIN TAPU DAİRLERİNDEN BİLGİ , BELGE TALEPLERİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

(Adana Barosu Dergisinin 2007/02 sayısında yayınlanmıştır)

Yönetici olarak görev yaptığım süre içerisinde Avukatların Tapu Sicil Müdürlüklerinde az sayıda da olsa bazı yasal taleplerinin yerine getirilmesinde sıkıntılarla karşılaştıklarına hem tanık oldum, hem de hukuk çevrelerinden dinledim.
Bu düşünceyle Avukatların Tapu Sicil Müdürlüklerinde karşılaştıkları ve karşılaşabilecekleri  sorunlar ile tereddüt edilen konulara ilişkin olarak bilgi sunma gereğini hissetim.
Yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden avukatların, görevleri ile ilgili olarak gerek duydukları bilgi ve belgelerin incelemelerine sunulmasını istemeleri en temel hakladır. Kamu idarelerinin de bu istemi yerine getirmeleri  asli görevleridir.
Avukatlık Kanunun 2.maddesinin son paragrafı ”Yargı organları,emniyet makamları,diğer kamu kurum ve kuruşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri,özel ve kamuya ait bankalar,noterler,sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekâletname ibrazına bağlıdır. Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir” hükmündedir.
           Ancak bu hükümlerin uygulanmasında farklı tapu idarelerinde değişik uygulamalar ve duraksamalar ortaya çıkmaktadır. Bu konu ile ilgili Danıştay 1.Dairesi 10.04.2002 tarih ve E.2002/26,K.2002/52 sayılı istişari kararı ile “Avukatların bilgi ve belge hakları’nın” kapsamını değerlendirmiştir. Bu kararın idare açısından önemli bölümleri aşağıya çıkartılmıştır.
         “ – İlgili kurum ve kuruluşlara avukatın talebi halinde bilgi ve belge temininde yardımcı olma zorunluluğu getirilmiş olmakla birlikte, bu zorunluluk avukatların avukatlık görevlerini yerine getirmeleri ile sınırlıdır.
           Avukatın bilgi ve belge talebi, herhangi bir işin yapılması gerekliliğine bağlıdır.Bu durumda gerek duyduğu bilgi ve belgeleri, hangi işin yapılmasına bağlı olarak incelemek istediğini,gereklilik sebebini açıklayan nedenlerle birlikte belirtmesi ve bu belgelerin incelemesine sunulması yasa gereğidir.
            İncelemeye sunma işlevi,bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluşta, gerektiğinde görevli eşliğinde, uygun bir yerde gerçekleştirilmelidir.
            Belge talebi, vekâletin veya temsil belgesinin ibraz edilmesi ile mümkündür.
            Gerek genel, gerekse özel düzenlemelerle bilgi ve belge temin etme hakkında getirilen sınırlamalarda;söz konusu karşılıklı ilişkilerde hak ,yetki ve sorumluluk arasındaki dengenin kamu yararı fikrine dayalı olarak sağlanması,sorumlulukların bu dengeye uygun bir şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir.”
Avukatlık Kanunu’nun 56.maddesi gereğince, avukatlarca onaylanan vekâletname örneklerinin kabul edilmesi gerekir. (TKGM.24.02.1973 gün 4–1–9–7/1273–1279 Sy.Genelgesi ve TKGM 8.10.1992 tarih ve 4499 sayılı talimatı).
Ancak vekâletnameye aynı yıla ait Türkiye Barolar Birliğince bastırılmış pulun yapıştırılmış olması gerekir.(Av.K.M.27)

  • Avukatlık Ortaklığında, vekâletname ortaklığa verilir,Ortaklık iş veya davayı takip edecek Avukatlara yetki belgesi verir.Bu belge vekâletname hükmünde olup,Tapu Sicil Müdürlüğünce başkaca herhangi bir belge istenilmeden bu yetki belgesi ile talep edilen tapu işlemi yerine getirilmelidir.Ancak bu yetki belgesinde,vekâletnamedeki  müvekkilin Avukatlık Ortaklığına  verdiği yetkilerin dışına çıkılması mümkün değildir.

Avukatlık ortaklığına verilen vekâletnamede vekil avukat bu yetkiyi başka bir Avukata yetki belgesi ile devrettiğinde,temsile yetkili avukat yetki belgesi ile birlikte ilk vekâletnameyi de ibraz etmesi gerekir. (TST. 13.Md)

  • Davacı vekili avukat tarafından kesinleşmiş mahkeme kararının uygulanması talep edildiğinde, ayrıca özel yetkili ve düzenleme şeklinde tanzim edilmiş vekâletname istenmesine gerek yoktur.Davacı veya vekili avukatın talebi ile işlem karşılanmalıdır.

Dava vekâletnamesinde yetkisi olmasa dahi davayı takip etmiş olan avukat ilamın infazını isteyebilir.(HUMK.62)
Bu bakımdan davayı takip eden avukatın her hangi bir vekâletname ibraz etmeden ilamın infazına ilişkin talebin karşılanması gerekir.(TKGM.23.10.1996 T.4590 sy.Talimat)
Ancak istemde bulunan avukat ile kararda adı geçen davacı vekili avukatın aynı kişi olup olmadığının kayıtlı olduğu  Barosundan  alınacak tanıtıcı bir yazı veya avukat kimlik kartı ile tespiti gerekmektedir.
Ayrıca yabancı mahkemelerden verilen hukuk davalarına ilişkin kararın Türkiye’de uygulanabilmesi için yetkili Türk Mahkemesince  tenfiz  edilmiş kararların uygulanmasında da davacı vekilinin istemi ile ayrıca vekâletname aranmaksızın istemin karşılanması gerekir.

  • Tapu Sicil Müdürlüklerinde  Tapu Sicil Tüzüğünün 13.maddesi gereğince yapılacak işlemlerde nüfus cüzdanı veya pasaport istenir. Ancak Genel Müdürlük kimlik tespitinde kabul edilecek diğer belgeleri belirlemeye yetkilidir.

Avukat kimliği resmi belge niteliğinde olduğundan, 1 Ocak 2003 tarihinden sonra verilen Avukat kimlik belgeleri Tapu Sicil Müdürlüğünce kabul edilerek işlem yerine getirilmelidir.(TKGM.12.03.2004 gün ve 1245 Sy.Genelge). Halen eski kimlik kartlarını kullanan avukatların bu kimlik belgeleri geçersiz olduğundan,yenisi ile değiştirmeleri halinde istemleri  kabul edilecektir.

  • Avukatlık Kanunun 2.maddesi ”…Kurumların avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekâletname ibrazına bağlıdır.”(Av.K.Md.2).

Belge alınması isteminde ise 1512 Sayılı Noterlik Yasasının 89.maddesi gereğince düzenleme şeklinde tanzim edilen vekâletname olması aranmaz, dava vekâletnamesi yeterlidir. Vekâletnamede “Tapu Sicil Müdürlüklerinde adıma kayıtlı tüm taşınmazmallarla  ile ilgili her türlü resmi belgeyi almaya yetkilidir” şeklinde özel bir yetki verilmesine  ve aranmasına da gerek yoktur.
 Avukatların Tapu Sicil Müdürlüklerine başvurduklarında geçerli olan avukat kimlik kartlarını göstermeleri halinde bu madde de belirtilen bilgi ve belgeler incelemelerine sunulacaktır. Bu inceleme kendi görevleri kapsamında olmalıdır.Bu madde kapsamında Avukatlarla birlikte avukat stajyerleri de Tapu Sicil Müdürlüklerinde gerekli incelemeleri yapabilirler.

  • Davada vekil olan Avukat müzekkereleri elden takip edebilir (Av.K.35). Bunun için müzekkerenin mutlaka ilgili Mahkemenin veya İcra Müdürlüklerinin zimmet defteri ile getirilmesine gerek yoktur.Müzekkere  avukatın imzası alınarak teslim alınır.Müzekkerlerin cevabı da imza karşılığı avukata verilebilir.
  • İcra ve İflas Müdürlüklerindeki dosyalara ait müzekkereler uygulamada çoğunlukla vekil avukatlar hatta avukat kâtipleri tarafından yazılmaktadır. Haciz taleplerinde borçlunun ad ve soyadının belirtilerek adına kayıtlı taşınmazlar üzerine icrai haciz konulması talep edilmektedir. Oysa aynı ad, soyad hatta baba adı aynı birden fazla taşınmaz sahibinin bulunması halinde kimlik tespiti yapılamadığından istem M.K. 1016 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 23.md.gereğince reddedilmektedir.

Haciz taleplerinde borçlunun taşınmazının Köy-Mah.Ada ve parsel numarası bilinmiyorsa borçlunun, adı ve soyadının yanında baba adı, ana adı ve doğum tarihinin belirtilmesi gerekmektedir. (Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün Cumhuriyet Başsavcılıklarına Yazdığı 20.10.1986 Tarih.9-107-32304 Sayılı Yazısı)
İcra ve İflas Müdürlükleri ile Satış Memurluklarından gelen yazılarda, yazıyı imzalayan yetkilinin ad ve soyadı ile unvanının yazılması gerekmektedir. Ayrıca müzekkerenin takibi için avukat dışındaki bir kişiye elden takip yetkisi verilmiş ise bu kişinin müzekkerede adı ve soyadının yazılmış olması gerekir. (Adalet Bakanlığı  Personel Genel Müdürlüğünün 25.04.2005 Ta.35688 sayılı yazısı )

  • Tapuda kayıtlı taşınmaz sahibinin adı, soyadı ve baba adında yanlışlık var ise  sadece tapudan alınan tapu kayıt örneği esas kabul edilerek düzeltme davası açılmamalı,öncelikle Tapu Sicil Müdürlüğünden idari olarak düzeltilmesi  talep edilmelidir.

Tapu kayıt bilgilerinin bilgisayara girişinde hatalar olabilmektedir. Tapu Sicil Müdürlüğü  taşınmazlla ilgili  düzeltmeye esas her türlü belgelerin incelenmesi neticesinde taşınmazın tapudaki tescilli sahibi ile istem sahibinin aynı kişi olduğuna kanaat getirirse tapu kütüğünde gerekli düzeltmeyi yapar. (TKGM.1458 Sy.Gengelge.TST:85,87 Md.)Aksi halde istemi M.K.1016 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 23.maddesi gereğince reddeder. Çünkü Tapu Sicil Müdürü  kanaatinin aksine işlem yapmaya zorlanamaz.(TKGM.25.01.1994 Ta.24-336 sayılı Talimat)

  • Taşınmaz mülkiyetinin devrini içeren tescile esas yazıların (ihale satışı, ortaklığın giderilmesi) zimmet defteri ile getirilmesi gerekmektedir.(TKGM.1431 Sayılı Genelge)
  • Tescile esas Mahkeme kararında geçen birden fazla parsellerin aynı anda uygulanması bir zorunluluk değildir. Davacı veya vekili avukat karardaki parsellerin bir kısmının hemen, diğerlerinin ise sonraki bir tarihte infazını isteyebilir. Tapu Sicil Müdürlüğü  talebe bağlı olduğundan (TST.11) istemi karşılamak zorundadır.
  • Mahkeme kararında adına tescil yapılacak kişinin baba adı belirtilmemiş ise, öncelikle tavzih yolu ile baba adının karar eklettirilmesi gerekir. Mümkün olmaması halinde Tapu Sicil Müdürlüğü karardaki bilgilerden yararlanarak Nüfus Müdürlüğünden alınacak nüfus kayıtları ile baba adının tespiti halinde,tapu kütüğüne malikin baba adı da tescil edilmelidir.

       Konu ile ilgili Yargıtay  16.Hukuk Dairesinin 1999/803 E-1161 sayılı kararı “…..Hakimi adlarına tescil kararı verilen kişilerin açık kimlikleri ile pay oranlarını gösterir biçimde infazı kabil ve doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür.”  hükmündedir.
         Yukarıda ana hatlarını aktardığımız sorunların çözümünü kamu kurumları olan tapu daireleri ile kamusal hizmet veren avukatların örgütü olan Baroların işbirliği  sağlayacaktır inancındayım.

Mehmet TEMEL
Seyhan 3.Bölge Tapu Sicil  Müdürü
Lisanslı Gayrimenkul Değerleme Uzmanı